Doğa Tutkunu Üç Engelli "Maceraya Engel Yok" Diyerek Kaçkar'a Tırmandı
Doğa tutkunu görme, işitme ve ortopedik engelli üç arkadaşın ekstrem spor deneyimlerinin anlatıldığı "Maceraya Engel Yok" belgeselinin ilk bölümünün çekimleri tamamlandı.
Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı görme engelli Lokman Ayva, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Sekreteri, Türk Kızılay Engelsiz Ankara İl Başkanı ve İç Anadolu Koordinatörü yürüme engelli Ayhan Metin ile işaret dili tercümanı ve bankacı işitme engelli Şule Denli, 3 bin 937 metre yüksekliğindeki Kaçkar Dağı'na tırmanmak üzere eylülde yola çıktı. Tırmanış boyunca 10 gün çadırda kalan, derelerden geçen ve çoğu zaman kendi sınırlarını zorlayan üç engelli arkadaşın azmi "Maceraya Engel Yok" belgeselinin birinci bölümünde anlatıldı.
- "Burayı ben nasıl çıkmışım?
Meğer ne kadar dikmiş' dedim" Ortopedik engelli Ayhan Metin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zorlu yollardan geçebilmek için çekimlerden 1 ay önce sıkı bir antrenman yaptığını söyledi.
Tırmanışın zor olacağını tahmin ettiğini belirten Metin, "Gerçekten çok zorlandım. Zirveye doğru çıkarken elbette kaslarınızı kullanıyorsunuz, 3 binin üzerinde zirveye kadar kendi vücudunuzu kollarınızla kaldırıyorsunuz. O bakımdan elbette yorucu bir süreç ama iniş, çıkışın en az 4 katı daha zormuş. Hatta bir ara aşağı inerken 'Burayı ben nasıl çıkmışım? Aman Allah'ım meğer ne kadar dikmiş' dedim. Bazen geri geri, bazen oturup, sürünerek indiğim oldu. İnerken çok büyük tehlikeler atlattım. Baston yükünden dolayı avuçlarım patladı. Bittiğinde bitik vaziyette 1 hafta kalkamayacak hale geldim." diye konuştu.
Metin, maceraya başladıklarında görme engelli arkadaşı Lokman Ayva'ya "Sana yolu saat yönüne göre tarif etsem olur mu?" dediğini belirterek, şöyle devam etti: "Lokman bey de 'güzel olur' dedi. Bir, iki kere denedik ve iletişimi çok güzel sağladık. Ben önden gitmek yerine arkadan gidip Lokman beye yolu tarif ettim. Bu yöntemle macera boyunca ilerlemeye devam ettik. Bizim hedefimiz, 'Bakın engelliler neler yapıyor, görüyor musunuz? değil. Herkes bir şeyleri başarabilir. Kendi sınırlarınızı zorlamak zorundasınız. Biz aslında bu maceraya çıkarak hepimizin aynı olduğunu göstermeye gayret ettik. Engelli olmayan biri de Kaçkar'ın zirvesine tırmandığında çok büyük başarıdır, engelli biri de tırmandığında çok büyük başarıdır."
- "Ellerimizi tutarak iletişimi çözdük"
Üç çocuk annesi, işitme engelli Şule Denli de AA muhabirinin sorularını işaret dili tercümanı aracılığıyla yanıtladı. Belgesel için kendisine teklif geldiğinde şaşırdığını ve üç engellinin iletişiminde sorun olabileceği endişesi taşıdığını söyleyen Denli, teklifi heyecanla kabul ettiğini anlattı. Denli, "10 gün boyunca çalıştık. Çok şey öğrendim. 'Bir görme engelliyle ben nasıl iletişim kuracağım?' diyordum. Ellerimizi tutarak iletişimi çözdük. Buna çok şaşırdım. 'Yürüme engelli ile nasıl iletişim kuracağım?' diyordum, o da işaret dilini öğrendi. Bu farkındalık çok önemliydi. Karşılaşacağımız engelleri düşünmüştüm ama anladım ki engel yok, erişebiliyoruz. Erişim var, mutluyuz." diye konuştu.
- "Ezberleri yıkabilecek insanlar da varmış..."
Türkiye Beyazay Derneği Genel Başkanı görme engelli Lokman Ayva da bu fikir kendisine iletildiğinde, "Bunları düşünebilen, cesaret edebilen, ezberleri yıkabilecek insanlar da demek ki varmış" dediğini söyledi.
Böyle bir belgeseli çekmenin cesaret istediğini ifade eden Ayva, "Körlerin bardağa su doldurup dolduramayacağını, topal birinin otobüse binip binemeyeceğini konuşurken, durup dururken Kaçkarlar'a tırmanmak, deniz altına dalmak gibi şeyler konuşuyoruz. Bu çok önemli bir şey." diye konuştu. Belgeselin kendisi için gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Ayva, "Her aşaması zordu. Ben daha önce çadırda yatmadım. Fasulye konservesini 1980'de yemiştim. İşin doğrusu görmediğime orada şükrettim çünkü korkulacak hiçbir şey göremedim. Bana tarif edildikten sonra korktum." ifadelerini kullandı.
- "Belgesel, artık engellilerin de dahil olacağı çalışmaların olabileceğini vadediyor"
Belgeselin yapımcısı, işaret dili tercümanı Nurben Kendirli ise herhangi bir engeli olmadığını, işitme engelli anne ve babasına yardımcı olmak için önce işaret dilini sonra da Türkçe konuşmayı öğrendiğini dile getirdi. İşaret dili tercümanlığına 2001'de başladığını anlatan Kendirli, "Daha sonra yönetmen Suat ile tanıştık. Benim dertli hikayemi, engelliler ve erişilebilirlikle olan sıkıntıları hep benden dinlerdi. Onunla böyle bir çalışmaya adım attık." dedi. (AA)