Kirişci, Devlet Su İşlerince (DSİ) Kızılcahamam'da düzenlenen "Taşkın Yönetimi Çalıştayı"nın açılışında konuştu.
Taşkınların önlenmesi adına erken uyarı sistemlerini devreye aldıklarını belirten Kirişci, eldeki veri setinin bilgiye, bilgeliğe ve ardından felsefeye dönüştürülmesinin önemine dikkati çekti.
Kirişci, 2023'te Cumhuriyetin 100'üncü yılının geride bırakılacağını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Buna biz Türkiye yüzyılı diyoruz. Bu, kendimizin ürettiği kavram gibi görünse de Türkiye'nin bugün geldiği noktada bunun ülkemizin yüzyılı olacağını görüyoruz. Türkiye, sadece kara coğrafyasına değil, mavi vatana da sahip. Bununla birlikte izlediği dış politika, global ve çözümlerle dünyada sözü dinlenilen ülke sıfatını aldı. Bunun en çarpıcı örneğini Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Tahıl Koridoru'nun oluşturulmasında gördük. Husumeti zirve yapmış iki komşu ülkenin Birleşmiş Milletler'de bir masaya oturtulması bizim global oyuncu olduğumuzun açık bir delilidir."
Türkiye'nin pek çok konuda kendine yeterli olduğunun altını çizen Kirişci, bir afet durumunda ilgili Bakanlar ile hızla olay yerine giderek, çalışmaları takip ettiklerini anlattı.
Kirişci, artık bu çalışmaların bir sistem haline getirilmesini istediklerini belirterek, "Kendi aramızdaki iş birliğini bireylerden bağımsız şekilde, sistem uyumu haline getirdiğimizde globale sunacağımız ciddi katkılarımız olur." diye konuştu.
- "1975'ten bu yana taşkınlarda 900'den fazla kişi hayatını kaybetti"
Hızlı şekilde bir Taşkın Kanunu'nun mevzuata kazandırılması gerektiğini vurgulayan Kirişci, 1975'ten bu yana 2 bin 605'in üzerinde taşkın yaşandığını ve bu hadiselerde 900'den fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini bildirdi.
Kirişci, bu taşkınlardan 990 bin hektar alanın etkilendiğine, ekonomik kaybın 4 milyar doları geçtiğine işaret etti.
Taşkın kontrolüne yönelik yapısal faaliyetlerin uygulanmasında en önemli sorunlardan birinin kamulaştırma olduğunu belirten Bakan Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu konuya, ikincil mevzuatlar yerine 3194 Sayılı İmar Kanunu'nda yer verilerek çözüme kavuşturulması uygun olacaktır. Maden Kanunu'nda 1 (a) grubu olarak tanımlanarak akarsu yataklarından temin yoluna gidilen Kum-Çakıl faaliyetlerinin denetimi etkinleştirilmelidir. Dere yataklarından uygunsuz kum ve çakıl malzemesi alınmasının mutlaka engellenmesi gerekmektedir. Taşkın yönetimi konusunda yetkilendirilmiş tüm kurumlar (Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü (ÇEM), Orman Genel Müdürlüğü (OGM), Su Yönetimi Genel Müdürlüğü (SYGM), Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), DSİ ve büyükşehir belediyeleri) etkin iş birliği ve koordinasyon içinde çalışmalıdır. Bu koordinasyon sağlanmadığı takdirde yaptırımların olması lazım."
Kirişci, 2006 ve 2010 yıllarında çıkarılan "Başbakanlık Genelgesi" ve 2019'da yayımlanan "Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Yönetmeliği"ne uyulmasının önemine değinerek, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından 23 havzada Taşkın Yönetim Planı hazırlandığını anlattı.
- "20 milyon dekar arazi taşkın zararlarından korundu"
DSİ'nin Türkiye'nin gözde kurumlarından olduğunu dile getiren Kirişci, taşkınlarla mücadele kapsamında kurumun makine parkının güçlendirilmesinin önemine işaret etti.
Kirişci, kurumda yeni makinelerle 0-10 yaş arası iş makinesi oranının yüzde 67,5'e yükseldiğini kaydetti.
DSİ tarafından 1954 yılından bugüne kadar, 68'i baraj olmak üzere, 8 bin 690 taşkın kontrol tesisi inşa edildiğini anlatan Kirişci, yaklaşık 20 milyon dekar arazinin taşkın zararlarından korunduğunu söyledi.
Kirişci, su yönetimi çerçevesinde AK Parti hükümetleri olarak son 20 yılda önemli projeleri hayata geçirdiklerini anımsatarak, şu bilgileri paylaştı:
"Cumhuriyet tarihinde yapılanların 2 katından fazla olan 654 barajımızda, 47 milyar metreküp suyumuzu depoladık ve depolanan su miktarını 180 milyar metreküpe çıkardık. Kendi alanında dünyada 5'inci sırada yer alan ve Türk mühendisliğinin geldiği noktayı en iyi anlatan eser Yusufeli Barajı'nın da çok yakında açılışını yapacağız. Biz böylesi büyük projeleri, suyumuzun, yani geleceğimizin parmaklarımızın arasından akıp gitmesine izin vermemek için hayata geçiriyoruz."
Kirişci, çalıştay boyunca taşkın ile ilgili yetkili ve uzman kişiler, araştırmacı, teknik eleman ve akademisyenler, bir araya gelecek ve taşkın konusunda toplumsal bilincin ve hassasiyetin gelişmesi konusunda önemli adımlar atılacağını ve dolayısıyla bu çalıştaydan çıkacak sonuçları oldukça önemsediğini sözlerine ekledi.
(AA)