Suriye kamusal yaşamına katkı sağlayan, Suriyeli olmayan kişilere verilen onursal bir ödül olan "Kültür ve Edebiyat Küresel Adalet Ödülü Nizar Kabbani Nişanı" ilk kez bir Türk yazara verildi.
Ödülün veriliş sebebi, yazarın Suriye kültürü ve edebiyatının tanıtılmasına olan katkısı ve Suriye halkının davasına adil bakış açısı olarak açıklandı.
Taksim Camii Kültür Merkezi Taksim Kitap Kahve'de gerçekleştirilen ödül töreninde konuşan Küresel Adalet Örgütü Kurucu Başkanı Dr. Haitham Al Bazam, insani yardımın herkesin sorumluluğu ve görevi olduğunu söyledi.
Kurum olarak ırk, dil, din, renk gözetmeksizin Amerika'dan Afrika'ya dünyanın birçok yerinde ihtiyacı olan herkese yardım faaliyetleri gerçekleştirdiklerini belirten Al Bazam, "Her geçen yıl elimizdeki imkanların azalmadığını, aksine çoğaldığını gördüm." dedi.
"Bu ödül, aynı zamanda Türkiye'nin"
Al Bazam, Peren Birsaygılı Mut'a verdikleri ödüle ilişkin de şunları dile getirdi:
"Armağanların en büyüğü bilgidir. Ondan bilim ve ahlak doğar. Bu yüzden bugün Peren Birsaygılı Mut hanımefendiye, Suriyelilerin yaratıcı, entelektüel üretimini Türkçeye ve diğer dillere aktarmayı seçtiği projesini, Farabi Kitap yayınevini ödüllendiriyoruz. Dünyanın, Esed rejimi ve onun politikalarına doğrudan veya dolaylı hizmet edenleri tanıtmak istediği gibi değil, olduğu gibi anlattığı için bu Türk aydınını ödüllendiriyoruz. Küresel Adalet Örgütü olarak da çalışmalarının sürdürebilir olması için projesine destek veriyoruz. Ödül sadece onun adına değil, aynı zamanda Türkiye'nin. Suriye halkımıza bakmak, onları siyasi ve insani pozisyonlarda desteklemek için de ödül, büyük bir sembol anlamı taşımaktadır bizim için."
Medeniyet Vakfı kurucusu, aynı zamanda Küresel Adalet Organizasyonu Başkan Yardımcısı Dr. Maysa Qabbani de Suriyelilerin sesini tüm dünyaya duyurmak amacıyla çalışmalar yürüttüklerini aktararak, Esed rejiminin uzun yıllardır Suriye'nin medeni ve kültürel tarihini kararttığını, bu anlamda camilerin değerini ve anlamını da yok etmeye, buralarda nefret söylemeyi aşılamaya çalıştığına dikkati çekti.
Qabbani, bu yüzden ödül törenini Taksim Camii Kültür Merkezi'nde gerçekleştirmeye karar verdiklerini dile getirerek, "Kültürümüzde camiler bir şiddet ve nefret söylemi yeri değil, insanları bir araya getirdiği, sevgi ve kardeşlik ruhunu güçlendiren yerlerdir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'yi, Suriyelilere ev sahipliği yapmasından ve yürüttüğü politikadan dolayı takdir ettiklerini söyleyen Qabbani, Türk halkına her anlamda desteklerinden dolayı teşekkürlerini iletti.
"Bu nişanı hepimiz adına Suriyeli çocuklara ithaf etmek istiyorum"
Yazar Peren Birsaygılı Mut ise Nizar Kabbani şiirleriyle lise yıllarında tanıştığını anlatarak, "Nizar Kabbani'ye hayran olmamın sebebi sadece şiirleri değil, onun haksızlığa ve zulme karşı onurlu ve haysiyetli duruşuydu. Ben onun şiirlerinden Suriye halkının yaşadığı acıları öğrenmiştim ve bir şaire en çok yakışanda buydu, halkının sesi olmak. O bana şiiri sevdiren şairlerden birisiydi. Lise yıllarımın üzerinden 25 yıl geçse de onun adını taşıyan bir ödülü almanın verdiği duygusallığı anlatmak çok zor." dedi.
Nizar Kabbani'nin izinden giden pek çok şair ve yazar olduğuna işaret eden Mut, sözlerini şöyle devam etti:
"Onun gibi haysiyeti için, onuru için yaşayan, ülkesinden ayrı sürgünde yaşayan şairler var. En büyük amacımız da Türkiye halkının tek silahları kalemleri olan bu onurlu insanları daha yakından tanımasına vesile olmaktı. Çalışmalarım esnasında çok değerli Suriyeli şair ve yazarlarla tanışma şansına eriştim. Hepsi beni ailelerinin bir üyesi gibi görme nezaketi gösterdiler. Hepsi beni destekledi, birlikte sevindik, birlikte üzüldük. Hayatta tanıdığım en değerli insanlar arasına girdiler. Onların arasında olmak bana daima mutluluk verdi. Onlardan çok şey öğrendim. Tüm bu çalışmalarım esnasında beni destekleyen çok sayıda Türk arkadaşım oldu. Onların desteği olmadan kendi kendime bir şey yapmam mümkün değildi. Türk ve Suriyeliler olarak kocaman bir aile olmuşuz. Henüz yolun başındayız ve çok heyecanlıyız. Bu kocaman ailemizle birlikte zulme, haksızlığa ve ırkçılığa karşı çıkacağız. Suriyeli yazarlar birçok cephede savaşan çok güçlü şahsiyetlerdir ve bu gücün Türk edebiyatıyla kaynaşmasıyla oluşacak büyük fırtınaya hayatımızın sonuna kadar inanmaya devam edeceğiz. Bu nişanı hepimiz adına Suriyeli çocuklara ithaf etmek istiyorum."
(AA)