Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, son 20 yıldaki sürecin en önemli kazananlarının kız çocukları olduğunu belirterek, ilk kez Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranının, erkek çocuklarının okullaşma oranını geçtiğini söyledi.
Özer, Paris'te düzenlenen Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Eğitim Bakanları Toplantısı'nın ikinci gününde, OECD ülkeleri eğitim bakanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Genel Kurul Açılış Oturumu'na katıldı.
Burada konuşan Bakan Özer, Türkiye'nin son 20 yılda eğitimdeki büyük dönüşümünü anlattı.
Türkiye'de 2000'li yılların başında 5 yaşındaki okullaşma oranlarının yüzde 11'ler, liselerdeki okullaşma oranlarının yüzde 44'ler seviyesinde olduğunu dile getiren Özer, "Hükümetimiz, son 20 yılda eğitimde fırsat eşitliğini ve kapsayıcılığı artırmak için çok önemli yatırımlar yaptı ama en önemlisi, sadece okul sayısını artırma bağlamında değil sosyal politikalara ağırlık vererek yaptı." ifadesini kullandı.
Özer, özellikle sosyo-ekonomik seviyesi dezavantajlı ailelerin çocuklarının eğitime katılımıyla ilgili şartlı eğitim yardımlarının son 20 yıldan beri istikrarlı şekilde devam ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Son 20 yılda okul öncesinden liseye kadar eğitimin tüm kademelerinde tüm öğrencilere ders materyalleri, kitapları ücretsiz olarak ulaştırıldı. Aynı zamanda istediği okula gitmeyle ilgili ücretsiz şekilde taşınmalı eğitim imkanı getirildi. Yine ihtiyacı olan öğrencilere burs desteği sağladı."
Eğitimde fırsat eşitliğinin artırılması kapsamında yaklaşık 2 milyon öğrenciye her yıl artan şekilde ücretsiz yemek gibi çok sayıda adımlar atıldığını anlatan Özer, "İlkokulda, ortaokulda ve lisede tüm öğrencilerin istemeleri durumunda pansiyon imkanından yararlanmayla ilgili çok önemli bir sosyal politika, istikrarlı şekilde 20 yıldır uygulanıyor." dedi.
Son 20 yılda gelinen noktaya dikkati çeken Özer, bu süreçte 5 yaştaki okullaşma oranlarının yüzde 11'den yüzde 99'a, ortaöğretimdeki okullaşma oranlarının yüzde 44'ten yüzde 95'lere ulaştığını bildirdi.
Özer, "Bu sürecin en önemli kazananları, özellikle dezavantajlı aileler ve kız çocukları oldu. İlk kez Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranları, erkek çocukların okullaşma oranlarını geçmiş oldu." ifadesini kullandı.
- "Çok daha eşitlikçi bir eğitim sistemini inşa etme imkanımız oldu"
Gelinen noktada, eğitimde fırsat eşitliği açısından okullar arası başarı farkını azaltmayla ilgili politika oluştururken 2 noktaya ağırlık verdiklerine değinen Özer, "Birincisi; okul öncesi eğitimdeki erişimi artırmak için ciddi bir seferberliğe başladık. Bunun sonucunda bir yılda Türkiye'de 2 bin 782 tane okul öncesi anaokulu varken, 5 bin 541 tane yeni anaokulu yaptık." dedi.
Özer, bunun sonucunu bir yılda gördüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"3 yaştaki okullaşma oranlarını yüzde 9'dan yüzde 16'ya, 4 yaştaki okullaşma oranlarını yüzde 16'dan yüzde 37'ye, 5 yaştaki yüzde 65 olan okullaşma oranlarını bir yıl gibi kısa sürede yüzde 99'a ulaştırdık. İkinci olarak eşitsizliklerin kaynağının okul öncesinden kaynaklandığını kabul ederek, okul öncesine yatırım yaparken diğer taraftan da okullar arası imkan farklılıklarını azaltmak için özellikle eğitimin tüm kademelerinde dezavantajlı okulları seçerek, eğitim imkanlarını geliştirmeden fiziksel imkanları zenginleştirmeye kadar öğrencilere ilave eğitimlerden ailelere desteklere kadar çok sayıda imkanı seferber ettik. Çok daha eşitlikçi bir eğitim sistemini inşa etme imkanımız oldu."
(AA)