Güney Kore'de, ülkenin kendi nükleer cephaneliğinin oluşturmasına yönelik halk desteğinin son yıllarda "önemli ölçüde azaldığı" tespit edildi.
Japan Times'ın haberine göre, Ulusal Birleşme için Kore Enstitüsü (KINU) tarafından hazırlanan ankette, 15 Nisan-10 Mayıs'ta 1001 katılımcıya, nükleer cephanelik oluşturulması ve Japonya ile ilişkileri hakkında görüşleri soruldu.
Nükleer cephaneliği destekleyenlerin oranının 2021'de yüzde 71,3 iken 2022'de yüzde 69'a ve bu yıl yüzde 60,2'ye düştüğü belirlenen ankette, bu düşüşün, nisanda ABD-Güney Kore arasında imzalanan ve Kuzey'in tehditlerine karşı nükleer caydırıcılık çabalarını destekleyen Washington Deklarasyonu'nun verdiği güvence nedeniyle yaşanmış olabileceğine işaret edildi.
Benzer şekilde, ABD'ye ait taktik nükleer silahlarının Güney Kore'ye geri gelmesine yönelik halk desteğinin de son 3 yıl içinde yüzde 61,8'den yüzde 53,6'ya indiği belirtildi.
Ankette, katılımcıların yüzde 74'ünün Japonya'nın kendi nükleer silahlarını geliştirebileceğini düşündüğü, yüzde 52,6'sının da Japonya'nın böyle bir hakkının olduğunu savunduğu açıklandı.
Aynı zamanda, ankette katılımcıların yüzde 52,4'ünün Kuzey Kore'nin tehditlerine karşı koymak için Japonya ile savunma bağlarının artırılması gerektiği, yüzde 55,5'in de savunma alanında Çin'e karşı Japonya ile Güney Kore ilişkilerinin güçlendirilmesini desteklediği bulundu.
Ankette, bu konuda Güney Korelilerin gösterdiği yüksek desteğin, ABD-Çin rekabeti yoğunlaştıkça bölgesel güvenliğin sağlanması için askeri işbirliğinin gerekli olduğunu anladıklarını ve bölgede yeni bir "Soğuk Savaş" yapısının oluştuğunu gösterdiği ifade edildi.
KINU'da araştırma görevlisi Lee Sang-sin, halk arasında Güney Kore'nin nükleer silahlanma konusunun her geçen yıl daha fazla yayıldığını bunun da bu yöndeki desteğin düşmesine sebep olmuş olabileceğini kaydetti.
Güney Kore'de nükleer cephanelik oluşturma konusundaki tartışmaların eskiden çok nadir olduğunu aktaran Lee, bu yüzden halkın öncesinde bunun gerçekleşmesinin getirebileceği olumsuzluklardan habersiz olduğunu belirtti.
(AA)