Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Seçimler öncesinde ne deniyordu? 'Hiç kimse belediyelerimizden atılamaz' deniyordu ve büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne konan işçilerimizi, memurlarımızı gördük mü, gördük. İşte şimdi onların hepsi tekrar yasal düzenlemeyle görevlerinin başına dönecekler." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı"nda yaptığı konuşmada, halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak gören bir medeniyetin mensupları olarak millete karşı sorumlulukların layıkıyla yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Millete hizmet yolunda bahane olmayacağına, hangi makamda olunursa olunsun vatandaşlara aşkla, samimiyetle, fedakarca hizmet edilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Kamu görevlilerimizin de mevzuat çerçevesinde mesuliyetlerini yerine getirirken meseleye bu zaviyeden bakmaları önemlidir. Bilhassa vatandaşlarımızla doğrudan muhatap olan hizmet birimlerimizin bu noktada daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan, sözleşmelilerin kadroya geçiş sürecinde yoğun çaba harcayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Memur-Sen'e teşekkürlerini ileterek, "Niyet hayır olunca akıbetin de hayır olacağının en güzel, somut örneklerinden biri, sözleşmelilerin kadroya geçişidir. İnşallah hükümet olarak diğer çalışanlarımızla birlikte kamu personelimizin de yanında olmaya, sıkıntılarını özellikle çözmek suretiyle bu süreci devam ettirmeye gayret edeceğiz." diye konuştu.
- "Sendikalarımızın asli görevi, emekçinin hakkını, alın terini ve hukukunu savunmaktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sendikacılığın "salt ücret pazarlığı yapmak" olmadığının altını çizerek, "Sendikalarımızın ilk ve asli görevi, ister kamu ister özel sektör olsun, emeği, emekçinin hakkını, alın terini ve hukukunu savunmaktır. Kuruluş ve işleyiş tarzı itibarıyla birer sivil toplum örgütü olan sendikalar aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez aktörlerinden biridir." dedi.
Demokrasi kültürünün gelişmesiyle sendikal hareketlerin etkinliği arasında doğru orantının bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, demokratik teamül ve işleyişin güçlü olduğu sistemlerde sendikaların da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer aldığını söyledi.
Erdoğan, millet iradesine vesayet gölgesinin düştüğü toplumlarda ise sendikaların etkisiz eleman olmaktan, geri plana itilmekten kendilerini kurtaramayacağını vurguladı.
- "Sendikacılık' adı altında kavganın, gerilimin, kutuplaşmanın körüklendiğini gördük"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sendikaların etkinliğini ve gücünü belirleyen bir diğer unsurun da bağrından çıktığı toplumla aynı yöne bakması, aynı hissiyatı paylaşması olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletine ve milletinin değerlerine yabancı bir sendikal hareketten işçiye de kamu görevlisine de ekonomiye de hiçbir hayır gelmez. Bunlar, kimi zaman bilinçli, kimi zaman da bilinçsiz bir şekilde siyaseti ve toplumu dizayn etmenin aracı olarak kullanılmışlardır. Türkiye olarak bir asrı bulan, gerek hak ve özgürlükler gerekse ekonomik kalkınma mücadelemizde bu acı hakikate defalarca şahitlik ettik.
Geriye doğru baktığımızda bu ülkede 'sendikacılık' adı altında farklı toplum kesimlerimiz arasında kavganın, gerilimin, kutuplaşmanın körüklendiğini gördük. Bu ülkede kimi sendikaların vesayete uygun ortam hazırlamak için piyon olarak kullanıldığını, hatta el altından desteklendiğini gördük. Bu ülkede ideolojik bağnazlıkla hareket eden sendikaların demokrasiyi korumak yerine, 'beşli çete' olarak darbecilere alkış tuttuğunu gördük. Bu ülkede milletin seçtikleri karşısında 'ordu göreve' pankartları altında sıraya girmekten utanmayan sendikalar gördük."
- "Ülkemiz, ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur"
Türkiye'de marjinal yapıların sözcülüğünü yapan, teröristlere aleni destek veren, bölücü örgütün eylemlerini meşrulaştırmak adına "kırk dereden su getiren" sendikaların da görüldüğünü aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hasılı, insan hayatını, özgürlükleri, emekçinin hak ve hukukunu savunmak yerine iç ve dış güç odaklarına selam duran, vesayetin oyuncağı haline gelmiş sözde sendikalar gördük. Benzer çarpıklıklar üniversitelerden gazetelere, baro ve odalardan siyasi partilere kadar geniş bir yelpazede geçerlidir. Yaşadıklarımız bize, ideolojik sendikacılığın ne ülkemize ne de demokrasimize hiçbir katkısının olmadığını ve olamayacağını göstermiştir. Günümüz Türkiye'sinde artık bu sendikacılık anlayışının hiçbir hükmü, etkinliği ve itibarı kalmamıştır. Ülkemiz, son 20 yılda ayağına vurulan diğer prangalarla birlikte, ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur."
- "Hepsi tekrar yasal düzenlemeyle görevlerinin başına dönecek"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hatta hatırlayın, seçimler öncesinde ne deniyordu? 'Hiç kimse belediyelerimizden atılamaz' deniyordu. Öyle mi ve Büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne konan işçilerimizi, memurlarımızı gördük mü, gördük. İşte şimdi onların hepsi tekrar yasal düzenlemeyle görevlerinin başına dönecekler." açıklamasında bulundu.
Atılan tüm bu adımlarda, farklı alanlarda hayata geçirilen reformların yanı sıra Memur-Sen gibi kuruluşların da önemli bir payının bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Memur-Sen, 28 Şubat başta olmak üzere tüm antidemokratik girişimlerde daima milletin ve milli iradenin safında yer almıştır. 27 Nisan bildirisinden Gezi olaylarına, 17-25 Aralık teşebbüsünden 15 Temmuz ihanetine kadar demokrasimize kast eden tüm saldırıların üstesinden Memur-Sen camiasıyla birlikte geldik." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi tarihin en kritik yönetim reformunu gerçekleştirirken de Memur-Sen'in güçlü desteğine şahit olduklarını belirterek, son 20 yılda vesayetçi sisteme, cuntalara, ihanet çetelerine ve terör örgütlerine karşı verilen mücadelede desteğini esirgemeyen konfederasyona teşekkürlerini iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Memur-Sen'in ilkeli sendikacılık anlayışının bir gereği olarak tüm dünyada hakkın, adaletin, merhametin, özgürlüklerin savunuculuğunu yapmasını da takdirle karşılıyoruz. Memur-Sen'e, merhum Akif İnan'ın hayalini kurduğu şekilde Filistin'den Arakan'a, Pakistan'dan Somali'ye, Suriye'den Afganistan'a kadar nerede bir mazlum ve mağdur varsa elinden tuttuğu için şükranlarımı sunuyorum. Her mücadelesinde yanında olduğum, her mücadelemizde yanımızda bulduğumuz Memur-Sen'le inşallah gelecekte de omuz omuza, yürek yüreğe yol yürümeye devam edeceğiz."
(AA)