Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 14 Mayıs seçim sonuçlarının Türk muhalefetinde bir değişim sürecinin başlangıç tarihi olacağını belirterek, "Zira seçim tamamlandıktan, 28 Mayıs'tan sonra ben eminim ki Türkiye'de pek çok partide tartışmalar olacak. Yönetimde ve genel başkan düzeyinde değişimler yaşanacaktır. Bu şimdiden görülen bir gerçektir." dedi.
Bakan Bozdağ, AK Parti Şanlıurfa İl Başkanlığı'nı ziyaret etti.
Şırnak'taki çatışmada şehit olanlara Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır dileyen Bozdağ, Türkiye'nin terörle mücadelesinin kesintisiz devam edeceğinin altını çizdi. Bozdağ, Türkiye Yüzyılı'nda temel hedeflerinden birinin de gelecek nesillere, terörden arındırılmış bir Türkiye bırakmak olduğunu söyledi.
Bozdağ, 14 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'ne ilişkin değerlendirmede bulunarak, seçimlerin Türkiye'de büyük bir demokratik olgunlukla tamamlandığını ifade etti.
Dünyanın yakından takip ettiği seçimlerde demokrasi şöleni yaşandığını dile getiren Bozdağ, "Gördük ki Türkiye'de demokrasi kökleşmiş ve derinleşmiş, demokratik standartlar yükselmiş durumda. Vatandaşlarımız da büyük bir demokratik olgunlukla sandıklara gitti, iradesini yansıttı. Üzücü herhangi bir hadiseye mahal vermeden seçimler tamamlanmış oldu. Ben bu vesileyle 14 Mayıs 2023'te seçimde görev alan herkese, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı'mızdan kurul üyelerine, il, ilçe seçim kurul üyelerine, başkan ve üyelerine, sandık kurul ve üyelerine ve parti temsilcilerine ve bu süreçte emek veren herkese sandığa gidip milli iradesini sandığa yansıtan her bir vatandaşımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Türkiye'nin büyüklüğünü ve demokratik olgunluğunu gösterme konusundaki tutumlarını da ayrı ayrı kutluyorum." diye konuştu.
14 Mayıs seçimlerinde "Avrupa ve Amerika ile terör örgütlerinin stratejisinin değil, Anadolu'nun irfanının kazandığını" söyleyen Bozdağ, vatandaşın mesajının çok net olduğunu kaydetti.
Bozdağ, milletin parlamentoda çoğunluğu Cumhur İttifakı'na verdiğini işaret ederek, "Parlamentodaki çoğunluğu Cumhur İttifakı'na verdi ve 'yasama, çoğunluğu, yasama iktidarı Cumhur İttifakı'nındır' demek suretiyle parlamentoya dönük iradesini ortaya koydu. Bu irade aynı zamanda cumhurbaşkanı seçiminde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi'nin bütün adaylar içerisinde büyük bir farkla açık ara önde seçimi tamamlaması da ikinci turda seçeceği cumhurbaşkanının kim olduğunu da şimdiden ilan etmiş olduk. Yani Cumhurbaşkanı'mızı ikinci turda milletin ve devletimizin başı devlet başkanı, cumhurbaşkanı olarak seçeceğine dair iradesini de ortaya koymuş oldu. Bu nedenle de aziz milletimize şükranlarımızı saygılarımızı sunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Milletin, bu seçimi parlamenter sisteme geri dönüş olarak gören Millet İttifakı'na cevabını sandıkta cevabını verdiğini aktaran Bozdağ, halk iradesinin Türkiye'de sistem sorunu olmadığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.
Bozdağ, şöyle devam etti:
"'Sistemi değiştireceğiz' veyahut da 'şöyle yapacağız, böyle yapacağız' şeklinde değerlendirmelerle zaman kaybetmeden ülkemizin geleceğine bakmak, bu sistemi daha iyi işler halinde tutmak için el birliğiyle gayreti millet, siyasilerimizi emretmektedir. Sistemi değiştirmeyi değil, sistemle yürümeyi ve varsa aksayan yönleri onları birlikte gidererek bu sistemi güçlü bir şekilde ayakta tutmayı emretmektedir. Demokratik, yöntemlerle. O yüzden güçlendirilmiş parlamenter sistem vaatleriyle artık milletimizin oyalanmaması gerektiğini de bu seçim bize göstermektedir."
- "Türkiye'de iktidar sorunu yoktur. Muhalefet sorunu vardır"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, sandıktan çıkan sonucun iktidarda değil, muhalefette bir değişim ihtiyacı olduğunu gösterdiğini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"14 Mayıs seçim sonuçlarının Türk muhalefetinde bir değişim sürecinin de başlangıç tarihi olduğunu buradan görmek mümkündür. Zira seçim tamamlandıktan, 28 Mayıs'tan sonra ben eminim ki Türkiye'de pek çok partide tartışmalar olacak. Yönetimde ve genel başkan düzeyinde değişimler yaşanacaktır. Bu şimdiden görülen bir gerçektir. Ayrıca bu sadece bizlerin gördüğü bir gerçek değil. Milletin de sandıkta muhalefete verdiği bir talimattır. 'Sizinle olmuyor, sizinle biz başarılı olamıyoruz. Ya bırakın ya da kendi aranızda bu işi halledin' talimatını sandıkta milletimizin verdiğini görüyoruz. O yüzden hep dediğimiz gibi Türkiye'de iktidar sorunu yoktur. Muhalefet sorunu vardır. Değişmesi gereken iktidar değil değişmesi gereken muhalefettir. Sandıkta da halk muhalefetin değişmesi yönünde iradesini ortaya koymuştur. Umarım ki muhalefet, sandıktaki bu değişim iradesine uygun seçimden sonra da hareket etme imkanı bulacaktır. Tabii bu masanın da dağılması anlamına geliyor ayrıca bu seçim sonuçları. Çünkü bu seçim bir şeyi daha göstermiştir. Nefret ve intikam duygularından beslenen kin ve nefret, intikam duygularını rehber edinerek siyaset yapanlara milletin iktidar vermeyeceğini de göstermiştir. Çünkü vatandaşlarımız Türkiye'nin geleceğini konuşan, Türkiye'nin geleceği için akıl teri, alın teri dökenlere imkan ve fırsat vermekte. Sadece motivasyonları 'Erdoğan gitsin', Erdoğan düşmanlığı ve Sayın Cumhurbaşkanı'mıza duydukları kin, nefret ve intikam duyguları olanlara bu ülkede iktidar fırsatı vermeyeceğini de buradan ifade etmiştir."
Bozdağ, milletin, sevginin, saygının ve daha güzel duyguların hakim olduğu iklimin siyasiler tarafından uygulanmasını istediğini, nefret, düşmanlık ve helalleşme adı altında hesaplaşma siyasetinin kaybettiğini söyledi.
- "Depremzedelere karşı yaptıkları saygısızlık bunun en son göstergesidir"
Bekir Bozdağ, seçimleri kaybedenlerin kendilerine oy vermeyen kişilere karşı yapılmadık hakaret bırakmadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi düşünün bir ekip var, teknik direktör var. 17 tane maç yapılıyor. 17 maçı da kaybediyor. Şimdi taraftarları veya o takımın yöneticilerinin hiçbirisi 'yahu bizim teknik direktör 17 maça çıktı, 17 maçı da kaybetti' diye teknik direktörü eleştirmiyor ama o teknik direktöre oy vermeyen insanlara demedikleri hakareti veya onun yönetiminde seçime giden partiye oy vermeyen insanlara yapmadıkları hakareti bırakmıyorlar. Depremzedelere karşı yaptıkları saygısızlık bunun en son göstergesidir. O insanları incitmeleri, kırmaları, hakaret etmeleri ve yaptıkları saygısızlıkları buradan bir kez daha lanetliyor, bu ahlak yoksunu insanlıktan nasibini almamış kişileri bir kez daha kınadığımı ifade etmek isterim. Daha önceki seçimlerde de CHP'ye oy vermeyen insanlara, 'eğitimi düşük insanlar, üniversitedekiyle çobanın oyu bir olursa böyle olur' diyenler, 'göbeğini kaşıyan insan, bidon kafalı, makarnacı, kömürcü oylarını böyle satıyor' diyenler ve 'dar gelirliler oy veriyor' diyerek insanları kategorize edip kendilerine oy vermeyen insanlara hakaret eden, onları aşağılayan bu CHP zihniyetinin son seçimde de depremzede kardeşlerimize ve deprem bölgesinde yaşayan insanlarımıza dönük hakareti nedeniyle bir kez daha buradan kınadığımı ifade ediyorum ve diyorum ki depremzedeler bize niye oy vermedi diye soru sormuyorlar. Niye oy vermedi size? Siz depremzedelere gittiniz, fotoğraf çektirdiniz, kameraya aldınız, arşivinize koydunuz, alandan çekildiniz. Depremzede kardeşlerim deprem bölgesinde yaşayan insanlar kimlerin yarasına merhem olduğunu, kimlerin yanı başında durduğunu, kimlerin dertlerine çare olduğunu, sıkıştığında kimin imdadına koştuğunu görüyor ve bunları biliyor ve ona göre davranıyor. Güvendiğine itibar ediyor."
Bozdağ, hükümetleri döneminde yaşanmış afetlerde iktidar olarak verdikleri sözleri hep tuttuklarını, bundan sonra da böyle olacağını söyledi.
Depremzedelerin kime güveneceğini ve kimin sözünü tutacağını çok iyi bildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"O yüzden de depremzede vatandaşlarımız kime güveneceğini çok iyi biliyorlar. Kimin verdiği sözü tutacağını çok iyi biliyorlar ve kim iktidar olursa bu enkazların süratle kalktığı gibi yaraların sarılacağını, konutların verileceğini, ihtiyaçların karşılanacağını, bildikleri için ona göre davranmışlardır. Güvendiklerine, inandıklarına ve inançları doğrultusunda tercihlerini yapmışlardır. Depremzede kardeşlerim ben inanıyorum ki bölgede yaşayanlar bu haksızlığı, bu hakareti, bu saygısızlığı kendilerine yapanlara sandıkta en büyük cevabı verecektir. Öte yandan Sayın Kılıçdaroğlu bir açıklama yapıyor. Ne diyor? 'Siz bin defa düşünüp öyle konuşacaksınız'. Yahu Sayın Genel Başkan niye şunu demiyorsun, 'Sizin yaptığınız ahlaksızlıktır, sizin yaptığınız edepsizliktir, sizin yaptığınız, saygısızlıktır. Sizin yaptığınız hakarettir, bu hakareti, bu ahlaksızlığı yapanlar CHP'li olamaz. Ben sizi, hepinizi kınıyorum ve CHP adına da sizin konuşma hakkınız yoktur' demiyor. Ne diyor? 'Bin düşünüp bir söyleyin' diyor. 'Lafınız nereye gidiyor? Ona bakın' diyor. Ya Sayın Genel Başkan, bu dedikleri laflar doğru mu değil mi? Ona dair söyleyecek bir sözünüz var mı? Bu lafları kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz? Lanetliyor musunuz? Lanetlemiyor musunuz? 'İncitmeyin, kırmayın' diyorsun. Ama incitenler, kıran ahlaksızlara inciten, kıran, saygısızlara, inciten kıran, hakaret eden insanlıktan nasibini almamış bu insanlara dönüp de bir cümle lafın yok mu? Ama bakıyorsunuz, dönüp de söylediği bir cümle, lafı yok. Konuşmuşlar, konuştuklarına dair söyleyeceği bir sözü yok mu? Yok. Belli ki Sayın Kılıçdaroğlu içinden, içten içe onları haklı görüyor, eğer öyle olmasa çıkar, açık, net bunun yanlışlığını ifade eder. Bu ahlaksızlığı yapanları lanetler, kınar ve bunların CHP'yle ilgisi olmadığını ifade eder. Ama böyle bir yaklaşımı da burada görmediğimizi ifade etmek isterim o yüzden de bu nefret diline de bu hakaret diline de bu kendini herkesten üstün görme yaklaşımına da sandıkta milletimiz en büyük cevabı verecektir. Kendini milletten, milletin fertlerinden, insanlarından üstün gören, her açıdan 'biz daha üstünüz' diyen üstenci yaklaşıma da milletimizin en büyük cevabı sandıkta vereceğini ben yürekten inandığımı ifade etmek isterim."
- "Ellerindeki veriler kendilerini tekzip ettiği halde kazandık diyorlar, bir de tiyatro oynuyorlar"
Bakan Bozdağ, muhalefetin seçimlerdeki başarısızlıklarını gizlemek için büyük gayret içerisine girdiğini ifade ederek, "Seçim günü akşamı başarısızlıklarını gizlemek için ne yapıyorlar? O koca koca insanlar, televizyonlara çıkıp ellerindeki veriler kendilerini tekzip ettiği halde 'kazandık' diyorlar. Bir de tiyatro oynuyorlar. İki tane belediye başkanı. Alışmışlar bunlar tiyatro yapmaya, yine aynı tiyatroyu oynuyorlar. 'Seçimi kazandık' diyorlar. Sonra Genel Başkan da tweet atıyor. Yahu resmi veriler var. Bu verileri YSK size gönderiyor. Bütün kaynaklar var. Parti teşkilatlarınız var. Görüyorsunuz ki önde değilsiniz. Görüyorsunuz ki kazanamıyorsunuz. Millete çıkıp gözünün içine bakıp yalan söylemeyi de siyaset zanneden bir anlayışı burada gördük." dedi.
Seçim sürecinde de böyle yalanların olduğunu, suikast ve kaset iddialarının gündeme geldiğine değinen Bozdağ, "Kurşun geçirmez yelek giyiyor sonra onu haber yaptırıyor. Ya yok böyle bir şey. Ama algıya oynuyor. İşte 'hakkında kaset çıkacak, şöyle olacak.' İddiaları duyuruyor sonra yok öyle bir kaset, algı oluşturuyor. Başka başka pek çok algıyı oluşturmak için yalan üstüne yalan söylediler ve bu yalanlara karşı da millet bunları çok net bir şekilde gördü. Seçimde yalana prim yok, yalan söyleyene de prim yok. Oy da yok. Cevabını sandıkta verdi." ifadelerini kullandı.
CHP'nin, seçim sonuçlarını kendilerinin alabileceği bir sistem kuramadığını, 2018 seçimlerinde de aynısını yaşadığını ve kendi başarısızlıklarını Muharrem İnce'ye yüklemeye kalktıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Şimdi gene aynı. Sistem kuramamışsın. Sandığı takip edecek bir düzen kuramamışsın. Sandıklarda sana o oyları aktaracak bir sağlıklı akış sistemi oluşturamamışsın. Ondan sonra da kalkıp Yüksek Seçim Kurulunu ve başkalarını suçluyorlar. Bu da kabul edilemez bir yaklaşımdır. Şimdiden seçim kaybına bahane aramaktır bu. Ben hep söylüyorum, seçimler Türkiye'de güven içinde yapılmaktadır. Türkiye'nin seçimleri, dünyanın en güvenle yapılan seçimlerinin başında gelmektedir. Bana göre de en güvenilir seçimleri dünyada Türkiye yapmaktadır. Türkiye'nin seçimleri üzerine kimse gölge düşüremez. İşte seçimi yaşadık. Bütün itirazlar, ihtilaflar bir şekliyle sonlanmış durumda. Şimdi seçimlere dair söyledikleri, iddia ettiklerinden herhangi bir gerçekleşti mi? Gerçekleşmedi. Onun için de bahane üretmeden, 'kendimiz kaybettik' anlayışıyla hareket ederlerse daha doğru ve daha objektif davranmaları gerekir diye düşünüyorum."
- "Türkiye'nin başkanını siz değil, biz seçeceğiz"
Seçim sonuçlarının pek çok yerde hayal kırıklığına yol açtığını söyleyen Bozdağ, "Amerika, Avrupa, PKK, FETÖ dahil bilumum terör örgütleri burada hayal kırıklığı yaşadılar ve dikkat ederseniz bir yandan The Economist, bir yandan şimdi Charlie Hebdo dergisi, başkaları da bu hayal kırıklıklarını farklı şekilde ifade ediyorlar ve onlara da vatandaş sandıkta büyük bir kapak attı. 'Türkiye'nin başkanını siz değil, biz seçeceğiz. Türkiye'yi kimin yöneteceğine siz değil, biz karar vereceğiz' şeklinde. Bence en güzel cevabı sandıkta aziz vatandaşımız vermiştir. İnşallah 28 Mayıs'ta da bu cevabı nihai olarak bütün dünyaya ilan edecektir."
Konuşmasının son bölümünde Şanlıurfa'daki seçim sonuçlarını değerlendiren Bozdağ, Cumhur İttifakı'nın kentte 9 milletvekili çıkardığını, Cumhurbaşkanı seçiminde de büyük bir başarı elde ettiğini söyledi.
Bozdağ, tüm Şanlıurfalılara teşekkür ederek 28 Mayıs'ta yapılacak seçimin ikinci turunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kentte büyük bir destek verilmesini beklediklerini sözlerine ekledi.
(AA)