Benli yaptığı açıklamada, bankacılıktan sonra, Türkiye ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan sektörün sigortacılık olduğuna dikkati çekti.
Bu durumla gurur duyduklarını ve millî ekonomiye olan katkıyı her geçen gün daha da artırmak için canla başla çalıştıklarını belirten Benli, “Daha güçlü sigortacılık sektörü, daha güçlü millî ekonomi.” ifadelerini kullandı.
Benli, Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte hazırladıkları “Türkiye Sigortacılık Sektörü Ekonomik Etki Analizi Raporu”na da değinerek, sigorta sektörünün ülke ekonomisine katkılarını geliştirerek sürdüreceğini aktardı.
Sigortacılık sektörünün her geçen gün daha da büyüdüğünü ifade eden Benli, vatandaşların sigortaya teveccühünün artarak devam ettiğini bildirdi.
Atilla Benli, şunları kaydetti:
“Son iki senedir salgın, doğal afetler, dünya ekonomilerinde yaşanan dalgalanma gibi pek çok olağan dışı olayı tecrübe ettik. Bu zor dönemler, hepimizi elimizdekinin ‘kıymetini bilmeye’, onları koruma bilinciyle hareket etmeye itti. TSB olarak çabalarımızın karşılıksız kalmadığını görmek, sigortalılarımızın hem bireysel hem aile ekonomileri hem de millî ekonomimizi ‘güvence altına’ almak için gerekeni yaptıklarına tanık olmak çok değerli. Sigortanın ‘kara gün dostu’ olduğunu sık sık tekrarlıyoruz. Bunun en belirgin örneklerinden biri, üzerinden 23 yıl geçse dahi asla unutamayacağımız 17 Ağustos Büyük Marmara Depremi’dir. Allah bir daha böyle büyük acılar yaşatmasın.”
Sigorta sektörünün potansiyelinin daha da büyük başarılara imza atmaya hazır olduğuna işaret eden Benli, bu durumun Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte hazırlanan raporla bir kez daha ortaya konulduğunu ifade etti.
Araştırma sonuçlarına göre, Türk sigortacılık sektöründeki penetrasyonun mevcut yüzde 2,2'den, muadil ülkelerde gözlemlenen ortalama yüzde 3,2’ye çıkmasının, sektörel bazda yaklaşık olarak yüzde 45’lik bir büyümeye tekabül ettiğini bildiren Benli, “Potansiyel Senaryoda oluşabilecek ‘doğrudan’ ve ‘dolaylı’ etkiler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye ekonomisi için GSYH üzerindeki toplam etkinin yüzde 3,51’lik büyüme ve 197,8 milyar TL’lik artışa karşılık gelmesi bekleniyor. Bu büyümenin 74,6 milyar TL’lik kısmının (yüzde 1,32’lik büyüme) doğrudan etki, geri kalan 123,2 milyar TL’lik kısmının (yüzde 2,19’luk büyüme) ise dolaylı etki kanallarından geleceği tespit ediliyor.” bilgilerini verdi.
Benli, söz konusu raporun tüm sonuçlarını sonbaharda kamuoyu ile paylaşmaya hazırlandıklarını belirterek, “Bu senaryolar altında, Türk sigortacılık sektörünün, potansiyel büyüklüğüne ulaşması veya muadil ülkelerden pozitif ayrışması durumunda merkezi yönetim bütçe vergi gelirlerine yapacağı katkı ile birlikte bütünsel büyümeyi desteklemesini bekliyoruz. TSB’nin Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte hazırladığı Türkiye Sigortacılık Sektörü Ekonomik Etki Analizi Raporu'na göre sigortacılık sektörünün GSYH üzerindeki toplam etkisini yüzde 7,46’lık büyüme ile 421 milyar TL’ye yükseltmek mümkün.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada, Türkiye Sigortacılık Sektörü Ekonomik Etki Analizi Raporu'nda Türkiye'nin sigortacılık sektörü için öngörülen muhtemel büyüme senaryolarının millî ekonomi üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri açıklanıyor. “Hesaplanabilir Genel Denge Modeli” yaklaşımını temel alan analizde, uygun kamu politikaları ile gelişmekte olan muadil ülkeler arasında pozitif ayrışmanın mümkün olduğu vurgulanıyor.
Raporda ortaya konulan pozitif ayrışma senaryosunda penetrasyon oranının yüzde 2,2’den yüzde 4,5’e çıkması değerlendiriliyor. Söz konusu senaryoda oluşabilecek doğrudan ve dolaylı etkiler birlikte değerlendirildiğinde Türkiye ekonomisi için GSYH üzerindeki toplam etkinin yüzde 7,46’lık büyümeyle 421 milyar TL’lik artış sağlayacağı öngörülüyor. Bu büyümenin, 149,2 milyar TL’lik kısmının (yüzde 2,62’lik büyüme) doğrudan, geri kalan 271,8 milyar TL’lik kısmının (yüzde 4,84’lük büyüme) ise dolaylı etki kanallarından geleceği tespit ediliyor.
(AA)