M.Ö. 234 ve M.Ö. 174 yılında arasında yaşamını sürdürmüş Büyük Hun İmparatorluğu'nun kurucusu Oğuz Kağan,
Büyük Türk Hükümdarı Oğuz Kağan'ın babası Kara Kağan olarak bilinen Teoman’dır annesi ise Ay Kağan’dır.
Oğuz Kağan ile Mete Han aynı kişi olarak kabul edilir. Oğuz ismi babası Teoman tarafından verilen bir isimdir. Mete adı ise Çin kaynaklarında Oğuz Kağan’ı belirtmek için kullanılan bir lakaptır..
Oğuz Destanı‘nda anlatıldığı kadarıyla, yaşamı mucizelerle dolu olan bir Türk hükümdardır. Doğduğu gün onun Tanrı’nın uğuruna sahip olduğu anlaşılmış ve mucizeleri görülmeye başlamıştır.
Yalnızca doğduğu gün annesinden süt emmiş, daha sonra bir daha süt emmemiştir.
Yazılana göre çok kısa sürede büyümüş ve bir yaşını doldurmadan konuşmaya başlamıştır. aynı zamanlarda okunu ve yayını alıp ava gittiği ve tüm Türk’lerde ününün hızla yayıldığı Türk destanlarında belirtilmektedir.
Bir yıl sonra büyük bir adam gibi konuşmaya başladı. “Ben bir çadırda doğduğum için adımı Oğuz koymak gerekir” dedi. Adını Oğuz koydular. Harikulade halleri görülen Oğuz, çocukluğundan ergenlik çağına kadar, her fırsatta Tanrıyı anardı. Her türlü bilim ve hünerde, ok atmada, kargı kullanmada, kılıç çalmada ve bilgi hususunda, aleme ün salacak gelişme gösterdi. Babası onu amca kızıyla evlendirdi. Fakat evlendiği kız iman etmediği için ona yanaşmadı.
Oğuz Kağan, yaşamı boyunca iki kız ile evlenmiştir. Bunların birisini, bir gün Tanrı’ya yakarışta bulunurken tanımıştır. Bir anda karanlık çökmüş ve gökten bir ışık ile bir kız inmiştir. Oğuz bu kıza aşık olmuş ve onunla evlenmiştir. Oğuz’un bu evliliğinden üç tane oğlu olmuştur. Bunların adları Gün, Ay ve Yıldız’dır. İkinci evliliği ise, ava gittiği bir gün gölün ortasındaki bir adada, ağacın kovuğunda oturan bir kız ile yapmıştır. Bu evlilikten de Gök, Dağ ve Deniz adında üç oğlu olmuştur. Oğuz Ata’nın bu altı oğlunun da, dörder oğlu olmuş ve bugünkü 24 Oğuz Boyu (Oğuz Türkleri), böylece oluşmuştur. Oğuz Kağan‘a göre ilk evliliğini “göğün kızı“; ikinci evliliğini ise “yerin kızı” ile yapmıştı. Gök Tanrı inancında “yer” ve “gök” kutluydu fakat acunun yüce Gök Tanrı’sı, gökte bulunduğu için ilk evliliği daha kutsaldı. Ondan olan üç çocuk da, son evliliğinden olan üç çocuğa göre daha kutlu ve üstündü.
İlk organize Türk ordusunun kurulduğu M.Ö. 209 yılı Kara Kuvvetleri'nce kuruluş yılı olarak kabul edilmektedir.
Hun Devleti’nin başına geçen Oğuz Han’ın ilk yaptığı şey ise, doğudaki Tunguz’ları ortadan kaldırarak, Hazar Denizine kadar olan bölgedeki bütün Türk boylarını da birleştirmek oldu.
Türk boylarını birleştirerek ilk defa Türk birliğini kuran Oğuz Han’ın Hükümdarlığında, boylar iç işlerinde özgürdü. Bu gelenek Osmanlılara kadar geldi.
Boylar, merkezî devlete sadece vergi ya da haraç vermek ve asker hazırlamakla yükümlüydü.
Oğuz Han, M.Ö. 209-174 yılları arasındaki geçen süredeki Hükümdarlığı sırasında, sürekli savaş halinde oldu. Ülkesinin sınırları Hazar Denizi’nden Hint Okyanusu’na, Himalayalar’dan Sibirya'ya kadar genişletti ve Hun saldırılarına karşı inşa edilen Çin Seddi bile Oğuz Han ordularını durdurmaya yetmemişti.
Oğuz Han M.Ö. 174 yılında vefat etmiştir. Oğuz Han ın Türkçe deki başka bir isminin de Alp Er Tunga olduğu, aynı ismin Çin kaynaklarında Mete olarak geçtiği rivayeti bulunur.
Oğuz Destanı’nda Oğuz Han’dan şöyle bahsedilir:
Samur omuzlu, kurt belli bir yiğitti. Gözlerinin içi nur, avuçlarının içi kandı. Kırk gün anasının sütünü emdi, bir daha emmedi. İki üç yaşında iken ata binmeye başladı. Yetişip aklı erer yaşa gelince Oğuz’a haber verdiler ki yakın ormanda bir canavar türemiş, bir iki şehrin sürülerine ve insanlarına aman vermiyor. Ormana gitti, bir geyik buldu ve ortalıkta bir ağaca bağladı gitti. Ertesi gün gelince geyiği yenmiş buldu. Bu sefer bir ayı buldu, yine o ağaca bağladı ve gitti. Daha sonra geldiğinde onun da kemiklerine rastladı. Bu defa kendisi o ağaca dayanıp gecelemeye başladı. Hazır ava alışan canavar geldiğinde, başıyla Oğuz’un kalkanına dokundu, dövüştüler; o, canavarı yendi, başını getirdi; komşu şehirler halkı düğün bayram ettiler. Büyükler bir araya gelip kendilerini bayrağı altında birleştirecek olanın bu Oğuz olduğunu anladılar. Hepsi onun çevresine toplandılar.